İçerik Detayı
Travestiler, İstanbul ve yaşamak başlı başına zorluk ve tezat içeren kelimeler. Hele ki futbol maçı günüyse ve bir travesti olarak sokaklarda özgürce dolaşıyorsanız, bu sanat bir nevi dram ve komedinin birleştiği enfes bir performansa dönüşüyor. Evet, Şampiyonlar Ligi finali kadar heyecan dolu, Süper Lig son haftası kadar kaos yüklü! Şimdi gelelim travestilerin futbol maçı günlerinde yaşadığı zorluklara ve bu günleri nasıl kazasız belasız atlatabildikleri üzerine biraz kafa yoralım.
1. “Takım mı tutuYORuz, hayat mı?”
Maçı izlemeye gitmeden önce bir travesti olarak bir an durup düşünmeniz gerekiyor. Bugün bu müthiş kıyafetimi Şişli sokaklarında sergileyebilir miyim? “Of be kız, bu topuklular çok olay yaratır ama Galatasaray’ın sokaklarında biraz riskli mi?” diye iç geçirirken aynada kendinize güven tazelemek tabii ki şart.
Futbol kültürü, renkler ve şenlikler üzerine kurulu olması gerekirken, maalesef bazen bu kültür dar bir maskülen çerçeveye sıkışabiliyor. Özellikle maç günlerinde kargaşanın hat safhada olduğu İstanbul’da “Yanlış zamanda yanlış kişiyle karşılaşma korkusu” travestilerin en büyük handikaplarından biri.
2. “Sarı kırmızı mı, mavi beyaz mı? Hayır hayat, neon pembeyi seçiyorum!”
Futbol maçı günlerinin bir başka zorluğu da renkler meselesidir. İstanbul’da “Hangi takımı tutuyorsun?” klişesinin, aslında hangi renkte giyinebildiğinizle alakalı olabileceği gün gibi ortada. Haydi tüm içtenliğimizle soralım, kim çok iyi kombinlenmiş bir neon pembe montun Beşiktaş çarşı meydanında yanlış anlaşılabileceğini düşünürdü?
Travestilerin güçlü tarzları ve çarpıcı stilleri bazen yanlış anlamalara kurban olur. Özellikle sokaklarda tezahürat peşinde koşan kalabalıklar tarafından stiliniz açıkça “tutulan takımı sorgulatacak” kadar dikkat çekici olabilir. Burada Şişli travestiler konseyi devreye giriyor ve “Siyah takımları tercih edin, bu A101’in poşetiyle karıştırılma ihtimalini azaltır” diyerek espriyle çözüm sunuyorlar.
3. “Metroda Sıkışıklık mı? O Zaten Bizi Evde de Buluyor!”
İstanbul’da zaten toplu taşıma bambaşka bir seviyede dar alanda kısa paslaşmalar sunar. Ama futbol günlerinde bu bambaşka bir lige taşınır. Travestiler İstanbul arkadaşlar olarak dar alanda, “kimseye basana kadar eve sağ salim dönebilir miyiz” temalı oyunlar oynarız.
Tabii buradaki asıl problem, maç yolcularının genelde hödükleşmeye yatkın olan bir bölümüyle yüzyüze gelmek. Metroda bir platform topukla durmaya çalışırken birdenbire önünüzde “Attık gol oldu!” diye zıplayan bir gruba denk gelebilirsiniz. Aman dikkat, o topuk yerden kalkmasın! Yoksa final düdüğünden önce metrodan “Yıldızlı kartla” çıkmanız gerekebilir.
4. “Stat Önünde Tanışma Ayinleri”
Travestiler İstanbul tarzlarıyla sokaklarda dolaşan bireylere genelde esprili ve olumlu reaksiyonlar gelirken, maç günlerinde bu tablo oldukça karmaşıklaşabilir. Stat çevresindeki çılgın tezahüratların içinde yürürken, “Abla sen hangi tribündensin?” gibi eğlenceli sorularla da karşılaşabilirsiniz, “Tek başına gezme boşver” diyen tavsiyecilerle de.
Şişli’nin özgür havasına alışık olanlar için, stat mahallelerinin “Grup Dinamiği” bambaşka bir bilinmeyeni barındırıyor. Travesti moda ikonu olarak herkesin dikkatini çekmişken, bu ilgiyi olumluya çevirmek bazen ustalık istiyor. Ama merak etmeyin, bol tebessüm her zaman kazanır!
5. “Futbol Maçı Gününe Hazırlık Çantası İçin Mini Liste”
Eğer travesti olarak futbol günü dışarı çıkacaksanız, işte sizin için bir hayatta kalma kiti:
- Renk Nötr Kombinler: Hem şık, hem de “Hangi takımı tutuyorsun?” sorularından kaçabileceğiniz bir güvenlik ağı yaratır. Siyah bir trençkot her şeyin çözümü olabilir!
- Yedek Oje: Haydi canım, yıkılan top handına rağmen manikür gününde yenileniyoruz!
- Gülümseme: Sözlü sataşmaları da gol yemişçesine karşılamanızı sağlar.
- Kulaklık: Tribün volümünden kaçmak için kullanın, ama bir gözünüz o sarı suratlı hakeme bakıyor olsun.